Gıda İntoleransı ImuPro300 ile gıda antijenlerine karşı oluşan IgG antikorlarının tespit edilmesinin önemi İngiliz Alerji Vakfı’nın (British Allergy Foundation) tahminine göre Avrupa ve ABD nüfusunun yüzde 45’i Gıda İntoleransı sorunları yaşamaktadır. Gıdaların ve beslenmenin kronik rahatsızlıkların oluşmasında büyük bir etken olduğu kabul edilmektedir. Bu rahatsızlıklar, genel olarak immun sisteminin ilgili gıdalara karşı reaksiyon vermelerinden kaynaklanmaktadır. Bu rahatsızlıkların, kadınları erkeklere oranla iki kat daha fazla etkilediği tespit edilmiştir. Gıda alerjisi ve Gıda İntoleransı Arasındaki Fark IgE antikorları aracılığı ile oluşan gıda alerjisinin, Gıda İntoleransından farkı net bir şekilde görülmelidir. Her iki durumda, immunolojik bir reaksiyondur. Ancak Gıda İntoleransına IgG antikorları aracılık eder. Reaksiyon yemek yendikten sonra 8 saatten 72 saate kadar gecikebilir. Yani, Çarşamba günü dokunan bir şey yendiğinde etkisi ancak cuma günü gastrointestinal şikayetler şeklinde kendini gösterebilir. Kötü olan ise çoğu zaman Gıda İntoleransının bir ömür boyu belirlenememesidir. İmmün Sistem ve Gıda İntoleransı arasındaki bağlantı Spesifik savunma mekanizmasının özelliği, (edinilmiş immün sistem, ömür boyu gelişmektedir) antikorun, sadece spesifik antijenler tarafından tanınabilir olmasıdır (anahtar-kilit prensibi). Böylece immün sistemimiz, yapısal olarak tamamen farklı olan ve spesifik antijenlere bağlanabilen binlerce antikor üretebilir. Bir antijen organizmaya girdiğinde uygun antikor ona bağlanır. Bu şekilde antijenler immün sisteminin diğer hücreleri tarafından da fark edilebilir. Antijenler ile antikorların birleşmesine “immün kompleksi” denmektedir. İmmün kompleksleri tanıyan hücreler, mediyatörler salarak diğer immün hücrelerini kendine çekmektedir. Böylece otomatik hareket eden bir reaksiyon zinciri oluşmaktadır. Reaksiyonun sonunda immün kompleks fagositler tarafından yok edilmektedir. Aynı mekanizma Gıda İntoleransında da oluşur. Bir farkla, antikorlar kendisi ile örtüşen yapısından dolayı spesifik bir gıdaya bağlanır. Besin maddeleri yenilmeye devam edildiği sürece de bu otomatik hareket zinciri durdurulamaz. Vücuda zarar verse dahi immün reaksiyon sistemi kaçınılmaz olarak görevine devam etmektedir. Otoimmün hastalıklarda bu belirgindir. Burada immün sisteminin yanlış çalışması sonucu vücudun kendi dokusuna karşı IgG antikorları oluşur. Vücudun kendi dokusu antijene dönüşür. “Vücut dokusu - Antikor” immün kompleksi, vücudun kendi immün sistemi tarafında hedef alınır. Bunun sonucunda ağır hastalık tabloları ortaya çıkmaktadır. Gıda İntoleransı, bazı besin maddeleri veya bileşenlerine karşı antikorların bulunması ile karakterizedir.